KahveKöpüüü
17 Nisan 2013 Çarşamba
11 Nisan 2013 Perşembe
Yaşam belirtisi gösteren sentetik kristal yapmışlar..
Geçen yıl bu zamanlar yapılan bir çalışmayla insanlara çok ütopik gelecek bir olay ortaya atılmış, yeni yaşam formları oluştrulabilcek bir keşifde bulunulmuştu. "Çeşitli sentetik nükleik asitler geliştiren bilim insanları, yakın gelecekte evrim özelliğine sahip canlılar üretebilir." denilmişti..
Bakıldığında, okunup araştırıldığında aslında o kadar da ütopik değil neden olmasın derken insan ( http://www.ntvmsnbc.com/id/25342014/ ) bir yeni durum daha ortaya atılıyor bugünlerde..
Bilim insanları şimdi de laboratuvar ortamında ‘yaşam belirtileri gösteren’ sentetik kristal geliştirdiklerini açıkladı.
Sentetik kristal deneyleriyle, karmaşık toplu davranışları, bireysel özelliklerden bağımsız olarak incelemeyi düşünüyorlar. İleride, molekül seviyesinde kendi kendini bir araya getiren yapıların da geliştirilebileceğini söylüyorlar.
( http://www.ntvmsnbc.com/id/25418711/ )
Şimdi düşününce biraz ürkütücü gelse de aslında çok da heycan verici..
19 Şubat 2013 Salı
15 Şubat 2013 Cuma
Gülmek; "SAF" denme riskini göze almaktır.
Ağlamak ise; "DUYGUSAL" görünme riskini,
Birine yakınlaşmak;"KENDİNİ KAPTIRMA" riskini,
Duygularını açmak; "KENDİNİ ORTAYA KOYMA" riskini,
Hayalleri ve düşünceleri sergilemek ise;"ONLARI BAŞKASINA KAPTIRMA" riskini göze almaktır.
Sevmek; "KARŞILIK GÖREMEME" riskini,
Yaşamak ise; "ÖLME" riskini göze almaktır.
Umutlanmak; "HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA" riskini
Çabalamak ise; "BAŞARISIZ OLMA" riskini göze almaktır...
Ama riskler yaşanmalıdır.
Çünkü; hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır.
Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir ama büyüyemez, sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez. Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle olarak yaşarken, bedelini; özgürlüğünü kaybederek öder. Sadece riski göze alabilen kişi hürdür...
Leo F.Buscaglia
12 Şubat 2013 Salı
Neden neden neden?..
Doğru hangisi yanlış hangisi bildiği halde, bile bile nasıl yanlışı seçer/yapar insan.
Sonunu bile bile, nasıl yanlışı yapmak için bu kadar can atar.
Karşısına biri geldiğinde, derdini anlattığında yapılması gerekeni çok rahat söylerken, yapmasını sağlarken neden kendisi için doğru olanı değil de bile bile hep yanlış olanı yapar.
...
Anlatacak, söyleyecek o kadar çok şey varken neden konuşamıyorum ben.
Anlatacak o kadar çok şey var ama ben kendimi kendime bile anlatamazken nasıl..
Daha kendi kendimi anlamazken nasıl anlatabilirim ki, anlaşılmayı nasıl beklerim..
Daha kendi kendimi anlamazken nasıl anlatabilirim ki, anlaşılmayı nasıl beklerim..
Bu kadar tutarsızlığı içinde barındırıp nasıl taşıyabilir bir insan ya da taşıyabilir mi gerçekten...
Aslında her şeyi yapabilecek bir güce sahip olduğumu bilirken nasıl oluyor da bu kadar güçsüz hissedebiliyorum..
12/02/2013
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)